2- İslam İman ve İhsan Nedir ? - Cebrail Hadisi
1. Ömer b. el-Hattab (radiyallahu anh)
162 (1) Yahya b. Ya'mer ve Humeyd b. Abdirrahman el-Himyeri bildiriyor: Abdullah b. Ömer'le karşılaştığımızda
ona kader'i ve kader konusunda bazılarının dediklerini anlattık. Abdullah b.
Ömer:
"Onların yanına döndüğünüzde (üç defa): ''İbn Ömer sizden uzaktır, siz de ondan uzaksınız!''
deyin" karşılığını verdi ve şöyle devam etti: Ömer b. el-Hattab'ın bana bildirdiğine göre onlar bir defasında Resulullah (s.a.v.)'in yanında oturmuşken adamın biri
yürüyerek geldi. Yüzü de, saçları da güzeldi ve üzerinde beyaz bir giysi vardı.
Oradakiler birbirlerine bakmaya ve: "Bu adamı tanımıyoruz! Yolcuya da
benzemiyor" demeye başladılar.
Adam: "Ey Allah'ın Resulü! Yanına gelebilir
miyim?" diye sorunca, Allah Resulü (sallallahu
aleyhi ve sellem): ''Gel'' buyurdu. Adam yaklaşıp
dizlerini Resulullah (s.a.v.)'in dizlerinin dibine,
ellerini de Resulullah (s.a.v.)'in dizlerinin üzerine
koydu ve: "İslam nedir?" diye sordu. Nebi (sallallahu
aleyhi ve sellem):
''İslam, Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in
Allah'ın Resulü olduğuna şehadet etmen, namazı
kılman, zekatı vermen, Ramazan orucunu tutman ve
Kabe'ye hac için gelmendir'' karşılığını verdi. Adam: "İman nedir?"
diye sorunca, Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem):
''Allah'a, meleklerine, cennet ile cehenneme, ölümden sonra
tekrar dirilmeye ve tümüyle kadere iman etmendir'' karşılığını verdi. Adam:
"İhsan nedir?" diye sorunca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
''Allah için O'nu görüyormuşçasına amel etmendir. Her ne
kadar sen O'nu göremesen de O seni görür'' karşılığını verdi. Adam:
"Kıyamet ne zamandır?" diye sorunca, Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem):
''Bu konuda soru sorulan soruyu sorandan daha bilgili
değildir'' karşılığını verdi. Adam:
"Peki, alametleri nedir?" diye sorunca, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):
''Çulsuz, yalın ayakı yoksul koyun
çobanlarının yüksek binalar inşa etmeleri ve kadınların kendi efendilerini
doğurmalarıdır'' karşılığını verdi.
Adam dönüp gittikten sonra Resulullah
(s.a.v.): ''Adamı bana geri getirin'' buyurdu; ancak oradakilerin tüm
aramalarına rağmen adam bulunamadı. Aradan iki veya üç gün geçtikten sonra Resulullah (s.a.v.):
''Ey İbnu'l-Hattab!
Şu şu konuları bana soranın kim olduğunu biliyor
musun? diye sordu. Ömer: "Allah ve Resulü daha
iyi bilir" dediğinde, Nebi (s.a.v.):
''0 kişi Cebrail idi. Sizlere dininizi öğretmeye gelmişttı buyurdu.
Cüheyne veya Müzeyne
kabilesinden bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Ne için amel ediyoruz? Daha
önceden takdir edilip hükme bağlanan bir şey için mi? Yoksa gelecekte
karşılaşacağımız yeni bir durum için mi?" diye sorunca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
''Daha önceden takdir edilip hükme bağlanan bir şey için''
karşılığını verdi. Adamın biri veya oradakilerden bazıları: "Ey Allah'ın
Resulü! (Sonuç takdir edilmişse) o zaman ne diye amel ediyoruz?" diye
sorunca, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
''Cennetliklere cennetliklerin amelleri, cehennemliklere de
cehennemliklerin amellerini yapmak kolaylaştırılır'' karşılığını verdi."
Bu Hadis Sahihtir
Diğer tahric: Müslim, İman (1/17,
18)
163 (2) Ömer b. el-Hattab anlatıyor: Bir
gün Resulullah (s.a.v.)'in yanında oturuyorken
giysileri bembeyaz, saçları simsiyalı bir adam geldi.
İçimizden kimse onu tanımıyordu ve yolcuya da benzemiyordu. Adam gelip Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in önünde oturdu. Dizlerini dizlerine dayadı,
ellerini de Resulullah (s.a.v.)'in dizlerinin üzerine
koydu. Sonra:
"Ey Muhammed! Bana İslam'ı anlat. İslam nedir?"
diye sordu. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem): "İslam, Allah'tan başka ilah
olmadığına, Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şehadet
etmen, namazı kı/man, zekatı vermenı Ramazan orucunu
tutman ve imkanın varsa Kabe'ye hac için gelmendir'' karşılığını verince, adam:
"Doğru söyledin" dedi. Biz adam'ın hem soru sorup hem cevabı tasdik
etmesine şaşırdık.
Sonra: "Bana iman'ın ne olduğunu anlat" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): ''Allah'a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine, ahiret gününe ve hayrıyla şerriyle kadere iman etmendir''
karşılığını verince, adam yine: "Doğru söyledin" dedi ve:
"Bana ihsanı anlat. İhsan nedir?" diye sordu. Resulullah (s.a.v.): "Allah'ı görüyormuşçasına ibadet
etmendir. Her ne kadar sen O'nu göremesen de O seni görür'' buyurunca, adam:
"Doğru söyledin" karşılığını verdi ve:
"Bana kıyametin ne zaman gerçekleşeceğini söyle"
dedi. Hz. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): ''Bu konuda soru sorulan soruyu sorandan daha
bilgili değildir'' karşılığını verdi. Adam:
"Bana alametlerini söyle" deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): ''Kadınların kendi efendilerini doğurmaları,
çulsuz, yalın ayak, yoksul koyun çobanlarının yüksek binalar inşa etmeleridir''
buyurdu.
Sonrasında adam çekip gitti. Aradan bir süre -ravi Yezid'e göre üç gün-
geçtikten sonra Resulullah (s.a.v.) bana:
''Ey Ömer! O soruları bana soranın kim olduğunu biliyor musun ? diye sordu. Ben:
"Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediğimde, Nevi (sallallahu
aleyhi ve sellem): ''0 kişi Cebrail idi. Sizlere
dininizi öğretmeye gelmişti'' buyurdu.
Bu Hadis Sahihtir
Diğer tahric: Müslim (s. 8:11), Ebu Davud
(4695), Nesai (8/97) ve İbn
Hibban (168, 173)
164 (3) İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Ömer: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in
yanında oturuyorken"," demiş ve bir önceki hadisi zikretmiştir. Ancak
bu rivayette: "Adamda yolculuk belirtileri yoktu" lafzı ile,
"Aradan üç gün geçtikten sonra Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
bana: ''Ey Ömer.,. '' diye sordu"," ibaresi
geçmektedir.
Bu Hadis Sahihtir
165 (3) İbn Ya'mer anlatıyor: İbn Ömer'e:
"Değişik beldelere yolculuğa çıkıyoruz ve bazı insanların: ''Kader diye
bir şey yoktur'' dediklerini işitiyoruz" dediğimde, İbn
Ömer: "Böylesi kişilerle karşılaştığınızda benim onlardan beri olduğumu,
onların da benden beri olduklarını söyle" karşılığını verdi ve bunu üç
defa tekrarladı. Sonra (babasından naklen) şunu anlattı:
"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında oturuyorken adamın biri çıkageldi."
İbn Ömer, gelen bu adamın vasıflarını zikrettikten
sonra da şöyle devam etti: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem),
adama:
"Yaklaş'' buyurunca, adam yaklaştı. Hz. Peygamber
(s.a.v.) bir daha: ''Yaklaş'' buyurunca, adam biraz daha yaklaştı. Nebi
(s.a.v.) yine: ''Yaklaş'' buyurunca, adam biraz daha yaklaştı. Adam o kadar
yaklaştı ki neredeyse dizleri Resulullah (s.a.v.)'in
dizlerine değecek kadar oldu.
Sonrasında adam:
"Ey Allah'ın Resulü! Bana imanın ne olduğunu
anlat" veya: "Bana imandan bahset" deyince, Allah Resulü
(s.a.v.): "Allah'a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine, ahiret gününe ve kadere iman etmendir'' karşılığını verdi. -Ravi Süfyan'a
göre İbn Ömer " ... Hayrı ile şerriyle kadere
iman etmendir'' lafzını kullanmıştır. - Adam:
"İslam nedir?" diye sorunca, Allah Resulü
(s.a.v.): ''Namazı kılmak, zekatı vermek, Kabe'ye
hacca gitmek, Ramazan orucunu tutmak ve cünüplükten dolayı yıkanmaktır"
karşılığını verdi. Ancak adam Resulullah (s.a.v.)'in
her bir sözünde: "Doğru söyledin! Doğru söyledin" diyordu. Bunun
üzerine oradakiler: "Resulullah (s.a.v.)'e bu
şekilde saygı gösteren birini daha önce görmüş değiliz. Sanki Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e bunları öğretiyor" demeye başladılar.
Sonra adam: "Ey Allah'ın Resulü! Bana ihsanı
anlat" deyince, Allah Resulü (s.a.v.): ''Allah'ı görüyormuşçasına ibadet
etmendir. Her ne kadar sen O'nu göremesen de O seni görür'' karşılığını verdi.
Adam verilen cevapların ardından: "Doğru söylüyorsun! Doğru
söylüyorsun" şeklinde karşılık verince bizler: "Resulullah
(s.a.v.)'e bu şekilde saygı gösteren birini daha önce görmüş değiliz"
diyorduk.
Sonra: "Bana kıyametin ne zaman olduğunu söyle"
dedi. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem): ''Bu konuda soru sorulan soruyu
sorandan daha bilgili değildir'' karşılığını verince, adam: "Doğru
söylüyorsun!" dedi. Adam bunu tekrar tekrar
söyleyince bizler de: "Resulullah (s.a.v.)'e bu
şekilde saygı gösteren birini daha önce görmüş değiliz" diyorduk.
Sonrasında adam çekip gitti.
Süfyan der ki: Bize bildirilene göre daha sonra Nebi (s.a.v.):
''Adamı arayıp bulun'' buyurmuş, ancak onu bulamamışlardır. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
''0 adam Cebrail idi ve size dininizi öğretmek için
gelmişti. Daha önce hangi surette bana gelse onu tanırdım. Ancak bu gelişinde
tanıyamadım'' buyurmuştur.
Bu Hadis Sahihtir
Diğer tahric: Ebu
Davud (4697), Nesai, es-Sünenü'l-Kübra'da (5883) ve Taberani
(13581)
166 (4) İbn Ya'mer der ki: İbn Ömer'e:
"Değişik beldelere yolculuğa çıkıyoruz ve bazı insanların: ''Kader diye
bir şey yoktur'' dediklerini işitiyoruz" dediğimde veya bir adam bunu ona
dediğinde, İbn Ömer: "Böylesi kişilerle
karşılaştığınızda benim onlardan beri olduğumu, onların da benden beri
olduklarını söyle" karşılığını verdi ve bunu üç defa tekrarladı. Sonra (babasından
naklen) şunu anlattı:
Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'in yanında oturuyorken adam'ın biri
çıkageldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Yanına yaklaşabilir miyim?" diye
sordu. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem):
''Yaklaş'' buyurunca, adam bir adım yaklaştı ve: "Ey
Allah'ın Resulü! Daha yaklaşabilir miyim?" diye sordu. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):
''Yaklaş'' buyurunca, adam bir adım daha yaklaştı ve yine: "Ey Allah'ın
Resulü! Daha yaklaşabilir miyim?" diye sordu. Resulullah
(s.a.v.): ''Yaklaş'' buyurunca, adam bir adım daha yaklaştı ki, neredeyse
dizleri Resulullah (s.a.v.)'in dizlerine değecek gibi
oldu. Sonra: "Ey Allah'ın Resulü! İman nedir?" diye sordu ... " Sonrasında ravi
bir önceki hadisin aynısını zikreder.
Bu Hadis Sahihtir
167 (5) Hz. Ömer'in bildirdiğine göre Cebrail, Resulullah
(s.a.v.)'e geldi ve: "İman nedir?" diye sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Allah'a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine, ahiret
gününe ve hayrı ile şerriyle kadere iman etmendir'' karşılığını verdi. Cebrail
ona: "Doğru söyledin" deyince biz onun hem sorup hem de cevabı tasdik
etmesine şaşırdık. Daha sonra Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
bize:
''Bu Cebrail idi, size dininizin meselelerini öğretmek için
gelmişti'', buyurdu.
Bu Hadis Sahihtir
Diğer tahric: Müslim (8), İbn Mace (63) ve Tirmizi (2610)
2- Abdullah ibn-i Abbes (radiyallahu anh)
168 (1) Şehr b. Havşeb, Amir veya Ebu Amir veya Ebu Malik'ten bildirir: Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)
ashabının bulunduğu bir mecliste otururken Cebrail kendi suretinden başka bir
suretle geldi. Resulullah (s.a.v.) onu Müslümanlardan
biri olarak düşündü. Geldiğinde selam verince, Nebi (s.a.v.) selamına karşılık
verdi. Daha sonra Cebrail ellerini Resulullah
(s.a.v.)'in dizlerine koydu ve: "Ey Allah'ın Resulü! İslam nedir?"
diye sordu. AHah Resulü (s.a.v.):
"İslam, Allah'a yönelmen, Allah'tan başka ilah
olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve Resufü
olduğuna şehadet etmen, namazı kılman ve zekatı vermendir'' karşılığını verdi. Cebrail: "Bunları
yapmam halinde müslüman biri olur muyum?" diye
sorunca, Allah Resulü (s.a.v.): "Evet'' karşılığını verdi.
Cebrail: "Ey Allah'ın Resulü! İman nedir?" diye
sorunca, Allah Resulü (s.a.v.): ''İman, Allah'a, ahiret
gününe, meleklere, Kitab'a, Nebilere, ölüme, ölümden
sonra tekrar dirilmeye, cennete, cehenneme, hesaba çekilmeye, Mizan'a ve hayrı
ile şerriyle kadere iman etmektir'' karşılığını verdi. Cebrail: "Bunları
yapmam halinde mu'min biri olur muyum?" diye
sorunca, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): ''Evet'' dedi.
Cebrail: "Ey Allah'ın Resulü! İhsan nedir?" diye
sorunca, Allah Resulü (s.a.v.): ''İhsanl Allah'ı
görüyormuşçasına ibadet etmendir. Her ne kadar sen O'nu göremesen de O seni
görür'' karşılığını verdi. Cebrail: "Bunları yapmam halinde muhsin (ihsan sahibi) biri olur muyum?" diye sorunca,
Allah Resulü (s.a.v.): ''Evet!'' karşılığını verdi. Ancak biz Resulullah (s.a.v.)'in cevaplarını duymamıza rağmen soru
soran kişiyi görmüyor, sesini işitmiyorduk.
Cebrail: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet ne
zamandır?" diye sorunca, Allah Resulü (sallallahu
aleyhi ve sellem): ''Sübhanallah!
Beş şey gayptandır ve onları Allah'tan başka kimse
bilemez'' buyurdu ve: "Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur.
Yağmuru O indirir, rahimlerde bulunanı O bilir, kimse yarın ne kazanacağını
bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir. her şeyden haberdardır" [Lokman 34] ayetini okudu.
Sonra: ''Ama istersen kıyamet öncesi gerçekleşecek olan iki alametten sana
bahsedeyim'' buyurdu. Cebrail: "Bahset" deyince, Allah Resulü
(s.a.v.):
''Kadının kendi efendisini doğurması, yüksek binaların yapılmas,
ve yoksul, yalın ayak olan kişilerin insanların başına geçmesidir'' buyurdu.
Cebrail: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar kimlerdir?" diye sorunca, Allah
Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
''Yoksul Araplardır'' karşılığını verdi.
Sonrasında adam çekip gitti ve bir daha da onu göremedik.
Resulullah (s.a.v.) onun ardından üç defa ''Sübhanallah'' dedikten sonra şöyle buyurdu: ''0 adam
Cebrail idi ve size dininizi öğretmek için gelmişti. Muhammedlin canı elinde
olana yemin olsun ki daha önce hangi surette bana gelse onu tanırdım. Ancak bu
gelişinde tanıyamadım.''
Bu Hadis Hasendir
Heysemi (1/39, 40) hadisin hasen olduğunu söylemiştir.
169 (2) Şehr b. Havşeb, İbn Abbas'tan bildirir:
"Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) kişinin şu kadınlarla evlenmesini
yasakladı..." Sonrasında Şehr, İbn Abbas'tan söz konusu hadisi zikretmiştir. Bu hadise
bitişik olarak da (Ebu Amir'den naklen): "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir mecliste oturmuşken Cebrail geldi ve Resulullah (s.a.v.)'in önünde oturdu ...
" demiş ve bir önceki hadisi zikretmiştir. Bu hadisi aktarırken de: "Resulullah (s.a.v.):
''İstersen kıyametin zamanını vermeden onun bazı
alametlerinden sana bahsedebilirim'' buyurunca, Cebrail: "Bahset ey
Allah'ın Resulü!" dedi. Nebi (sallallahu aleyhi
ve sellem) şöyle buyurdu:
''Kadının kendi efendisini doğurduğunu gördüğün zaman ... '' lafızlarını kullanarak bir önceki hadisi
zikretmiştir.
Bu Hadis Hasendir
3- Abdullah ibn-i Abbes (radiyallahu anh)
170 Abdullah b. Abbas der ki: Nebi (sallallahu
aleyhi ve sellem) meclislerinden birinde oturmuşken
Cebrail geldi. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'in önünde oturup ellerini onun
dizlerine koydu ve:
"Ey Allah'ın Resulü! Bana İslam'ı anlat" dedi. Allah
Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
''İslam, Allah'a yönelmen, Allah'tan başka ilah olmadığına, tek ve ortaksız
olduğuna ve Muhammed'in O'nun kulu ve Resuilü
olduğuna şehadet etmendir'' karşılığını verdi.
Cebrail; "Bunu yapmam halinde müslüman biri olur
muyum?" diye sorunca, Allah Resulü (sallallahu
aleyhi ve sellem): ''Bunu yapman halinde Müslüman
biri olursun'' karşılığını verdi.
Cebrail: "Ey Allah'ın Resulü! Bana iman'ın ne olduğunu
anlat" deyince, Allah Resulü (s.a.v.); ''İman, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitab'a,
peygamberlere, ölüme, ölümden sonra tekrar dirilmeye, cennete, cehenneme,
hesaba çekilmeye, Mizan'a ve hayrı ile
şerriyle kadere iman etmektir'' karşılığını verdi. Cebrail: "Bunları
yapmam halinde mu'min biri olur muyum?" diye
sorunca, Allah Resıdü (sallallahu
aleyhi ve sellem): ''Bunları yapman halinde mu'min biri olursun'' karşılığını verdi.
Cebrail: "Ey Allah'ın Resulü! Bana ihsanın ne olduğunu
anlat" deyince, Allah Resulü (s.a.v.): ''İhsan, Allah için O'nu
görüyormuşçasına amel etmendir. Her ne kadar sen O'nu göremesen de O seni
görür'' karşılığını verdi.
Cebrail: "Ey Allah'ın Resulü! Bana kıyametin ne zaman
kopacağını söyle" deyince, Allah Resulü (sallallahu
aleyhi ve sellem): ''Sübhtinallah!
Beş şey gayptandır ve onları Allah'tan başka kimse
bilemez. Bunlar da: ''Kıyamet saatini bilmek, ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru
O indirir, rahimlerde bulunanı O bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve
hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden haberdardır"[Lokman
34] ayetinde bahsedilen şeylerdir. Ama istersen sana kıyamet öncesi
gerçekleşecek olan alametlerden bahsedeyim'' buyurdu. Cebrail: "Bahset ey
Allah'ın Resulü!" deyince,
Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve
sellem): ''Kadının kendi efendisini doğurması,
çobanların yüksek binalar yapması ve yoksul, aç, yalın ayak olan kişilerin
insanların başına geçmesi kıyametin yaklaştığının alametlerindendir'' buyurdu.
Cebrail: "Ey Allah'ın Resulü! Bu çobanlar, yalın ayaklılar, aç ve
yoksullar kimlerdir?" diye sorunca, Allah Resulü (sallallahu
aleyhi ve sellem): ''Araplardır'' karşılığını verdi.
Bu Hadis Hasendir
Diğer tahric: İbn
Kesir, Tefsir'de (6/475) ğarib hükmü ve Bezzar, Keşfu'l-estar (24) hasen hükmü vermiştir.
4. Ebu Hureyre
(r.a.)
171 Ebu Hureyre der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
insanların içindeyken adamın biri geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! İman
nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.v.):
''İman, Allah'a, meleklerine, Kitabına, onun huzuruna
çıkmaya, elçilerine ve öldükten sonra tekrar dirilmeye iman etmendir''
karşılığını verdi.
Adam: "Ey Allah'ın Resulü! İslam nedir?" diye
sorunca, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): ''İslam, Allah'a ibadet edip D'na
hiçbir şeyi ortak koşmaman, farz namazı kılman, sana farz olan zekatı vermen ve Ramazan orucunu tutmandır'' karşılığını
verdi.
Adam: "Ey Allah'ın Resulü! İhsan nedir?" diye
sorunca, Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem): ''İhsanl
Allah'ı görüyormuşçasına ibadet etmendir. Her ne kadar sen O'nu göremesen de O
seni görür'' karşılığını verdi.
Adam: "Kıyamet ne zaman kopacak?" diye sorunca,
Allah Resulü (s.a.v.): ''Bu konuda kendisine soru sorulan soruyu sorandan daha
bilgili değildir. Ama alametlerinden sana bahsedebilirim. Kadının kendi
efendisini doğurması kıyametin alametlerindendir. Hayvan çobanlarının yüksek
binalar yapmaları da kıyametin alametlerindendir. Beş şeyi de Allah'tan başka
kimse bilemez'' karşılığını verdi ve: '
'Kıyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yağmuru O
indirir, rahimlerde bulunanı O bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç
kimse nerede öleceğini bilemez. Allah şüphesiz bilendir, her şeyden
haberdardır'' [Lokman 34] ayetini okudu.
Sonrasında adam çekip gitti. Resulullah
(s.a.v.): ''Adamı bana geri getirin'' buyurdu, ancak aramalarına rağmen adamı
bulamadılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.): "Bu Cebrail idi.
İnsanlara dinlerini öğretmek için gelmişti" buyurdu.
Bu Hadis Sahihtir
Diğer tahric: Buhari
(1/20), Müslim, (s. 9:5) ve Hz. Ömer'den Taberani 12/431 (13581) rivayet ettiler.
5. Enes b. Malik (r.a.)
172 Enes der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "İslam aleni, iman ise kalpte olur"
buyururdu. Sonra eliyle üç defa göğsüne doğru işaret eder ve:
"Takva işte şuradadır! Takva şuradadır" buyururdu.
Bu Hadis Hasendir
Diğer tahric: Ebu
Ya'la (2923) rivayet etti. Ebu
Hureyre hadisinden Müslim, birr
4/1986 (2564) rivayet etti.